Elif heyecanlı bir şekilde gözlerini açtı. Hızlıca kalktı
üzerini giyindi. Çok heyecanlıydı. Bu gün elifin doğum günü vardı. Annesi şimdi
elife ne kadar güzel bir pasta yapmıştı. Babası ona kimbilir ne kadar güzel bir
hediye almıştı. Ya arkadaşları? Onlarda almıştı tabi. Elif yiyeceği güzel
pastayı ve alacağı hediyeleri düşünerek mutfağa gitti. –günaydın anneciğim dedi.
Annesi sakin bir şekilde günaydın kızım diyerek karşılık verdi. Elif heyecanla
dolabı açtı. Dolapta pasta yoktu. Elif hemen masanın altına baktı oradada
yoktu. Mutfağın her yerini aradı pasta felan yoktu. Elif üzülmüştü ama annesine
bir şey söylememeye karar verdi. Koşarak içeri gitti. –babacığım hediyem
nerede? Babası gazete okuyordu. Başını kaldırmadan –ne hediyesinden
bahsediyorsun kızım anlamadım dedi. Elif çok üzülmüştü hiç kimse doğum gününü
hatırlamıyordu. Annesi elifi kahvaltıya çağırdı. –elif kızım hadi kahvaltıya
gel. Elifin canı bir şey yemek istemiyordu. ama annesini üzmemek için mutfağa
gitti. Sandalyeye oturdu. Kahvaltısını yaptı. Kahvaltısı bitince ayağa kalktı.
Banyoya gidip ellerini yıkadı. Dişlerini fırçaladı. Odasına gitti.
Oyuncaklarıyla oynadı. Bu sırada kapı çaldı. Elif açmak istemedi.
Oyuncaklarıyla oynamaya devam etti. Bir kaç saat sonra annesi elife seslendi.
–elif bir dakika gelirmisin kızım. Elif istemiyerek dışarı çıktı. Salona girdi.
Gördükleri karşısında çok şaşırmıştı. Her taraf balonlar ile kaplıydı. Ve
masanın üzerinde kocaman meyveli bir pasta elifi bekliyordu. Elif çok mutlu
olmuştu. Sevinçle mumlarını üfledi. Annesi, babası, büyük annesi ve bütün
arkadaşları elife hediye almıştı. Elif mutluluk içerisinde hediyelerini açtı.
Ve herkeze teşekkür etti.
Yeter sel
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder